hiçbir sikime yaramayacak ingilizce bir dersin (ne işe yaradığını bak dönem bitti hala bilmiyorum, ayrıca kaynak da yok. hocanın slaytlarını derste yazıyoruz o kadar) finalinden çıkarken dün baya sövdüm. ingiliççesizlikten mi? hayır, sorularla slaytlar arası bağlantı kuramamamdan. soruları öyle bir sormuş ki; cevaplar slaytlarda kesin var ama soru karmaşık olduğu için anlayamıyosun slaytlarda aslında mevcut olduğunu. allah'a sığınmak suretiyle kağıdı doldurdum, 50 falan bekliyorum.
---
kağıdın ön kısmı böyle nasıl desem; soruyu sormuş tamam mı, sonra altına "a-) b-)" diye maddeler belirtmiş, o maddeleri yazacaksın. örneğin "birleşmiş milletlerin asli organlarını yaz."
arka kısım ise facia. sadece 2 klasik soru var ve ne istediğini tam olarak anlamak mümkün değil. ben de klasik ingiliççe taktiğimi kullandım
başka yerde göremezsin bu taktiği, "hocam yeminlen ben ingiliççe biliyorum ama sorduğun soruya soxum bişe anlaşılmıyo. bak ingiliççeyi ne güzel kullanıyom ben aslında ama senin sorular dandik" mesajı veriyorum hocaya cevaplarımla. karınca duasından az hallice puntoyla bir bütün kağıdı doldurdum 2 soru için düşünebiliyonuz mu?
---
ingiliççe derslerin amk, bi işe yaramayacağı belli olan dersleri sırf kural gereği koyuyolar ve sorular da genel olarak zor oluyo. ismini vermek istemediğim bi dersten 200 küsür kişilik sınıfta 150'ye yakın öğrenci büte kalacak bak görürsün (ben muhtemelen cc ile geçerim, şanslıysam cb'de olabilir)